26 Eylül 2023 Salı
Haber7 – ÖZEL
Cumhuriyet gazetesi, bugünkü manşet haberinde
‘Anadolu liselerinin içi boşaltıldığını’ iddia ederek 3’üncü sayfasında yer verdiği “İmam hatipe döndü” başlıklı haberiyle imam hatipleri ve “Din, Ahlak ve Değerler” grubundaki dersleri hedef aldı.
“DİN VE AHLAK DERSLERİNE 2 SAAT EKLENDİ” RAHATSIZLIĞI
Ders çizelgesinde değişiklik olduğu belirtilen haberde, Anadolu liselerinin ‘proje okulları’ haline getirilerek kalitesinin düşürüldüğü iddia edildi. Yabancı dilin azaltıldığı iddia edilirken “Din, Ahlak ve Değerler” grubundaki derslere 2 saat ilave edildiğine vurgu yapıldı.
İMAM HATİPLERE ‘BAŞARISIZLIK’ YAFTASI
İmam hatipler için başarısızlık imajı çizilen haberde, velilerin “Çocuğumuza yoğun din eğitimi vermek istesek imam hatiplere göndeririz. En iyisi Anadolu liselerinin tabelalarını imam hatiple değiştirsinler, zaten müfredat aynı oldu artık. Lise giriş sınavına da gerek yok, iyi lise diye bir şey kalmıyor” dediği öne sürüldü.
Cumhuriyet’in iddiayı dayandırdığı lise yöneticisi ve velilerin kim olduklarını belirtmemesi dikkat çekti.
UYUŞTURUCUYA KARŞI MANEVİ DESTEK RAHATSIZ ETTİ
Cumhuriyet gazetesi aynı sayfada yine 2023 Milletvekili Seçimleri’ne göre halkta sadece yüzde 1 karşılığı olan Türkiye İşçi Partisi’nin sözde raporunu haberleştirdi.
“Psikolog yerine imam” başlıklı haberde, gençlerin uyuşturucu bataklığına düşmemesi için KYK yurtlarına ‘manevi danışman’lar atandığı belirtildi. TİP ve Cumhuriyet’in rahatsız olduğu atamanın amacının, uyuşturucuyla mücadelede üniversite öğrencilerinin maneviyatını güçlendirmek olduğu kaydedildi.
‘UYUŞTURUCU’ İLE İLGİLİ SKANDAL İFADELER
Cumhuriyet gazetesi, TİP’in sözde raporundaki uyuşturucuyla ilgili bölümüne özel bir yerdi. Dindar nesil için ‘kindar’ ifadesini kullanıldığı rapordaki uyuşturu bölümü için atılan başlıkta, “Kindar nesil için uyuşturucu” ifadeleri kullanıldı.
Uyuşturucunun devlet eliyle yaygınlaştırıldığı iftirasının atıldığı raporda şu skandal ifadeler kullanıldı:
“Uyuşturucu kullanımının da öğrenciler arasında yaygınlaştığı vurgulandı. Raporda, ‘Bunun sebebi uyuşturucu ticaretinin devlet eliyle yaygınlaştırılan bir rant kapısı olması. İktidarın iddia ettiğinin aksine temel amaçları uyuşturucu ile mücadele etmek değil kamusal hayatın her alanına saldırmak için bir araç olarak dini ve dini değerleri araçsallaştırmaktır’ değerlendirmesinde bulunuldu.”
______________
İMAM HATİPLİLERİN BAŞARISI GÖZ DOLDURUYOR
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından açıklanan “Türkiye’nin Özgün Eğitim Modeli İmam Hatip Okulları 1913-2022” raporunda, seküler kesim tarafından hedef alınan imam hatip okullarının başarılarıyla göz dolduruyor.
Rapora göre; İmam hatiplerin Türkiye’deki tüm okullar içindeki oranının yüzde 13,49 olduğu kaydedildi.
İMAM HATİPLERDE FEN LİSESİ İLE EŞİT MÜFREDAT
İmam hatip liselerinin müfredatında İslami ilimler yüzde 30 oranında bulunurken fen ve sosyal bilimler yüzde 70 oranında yer alıyor. Anadolu ve fen liseleriyle aynı dersleri, aynı saatlerde alan imam hatip öğrencileri, bunun üzerine İslami ilimler alanındaki dersleri görüyor.
10 DİL, 8 AYRI BÖLÜM
İmam hatip proje liselerinin 2014 yılında hayata geçirilmesiyle birlikte imam hatip liselerinde program çeşitliliğine gidildi. Bu çerçevede liselerde 8 ayrı program uygulanıyor, çeşitli alanlara ilgi ve yeteneği olan gençler bu bölümleri tercih edebiliyor. İmam hatiplerde Dil, Hafızlık, Sanat, Spor, Musiki, Uluslararası, Teknoloji, İlahiyat bölümleri yer alıyor. İngilizce, Arapça, Fransızca, Almanca, Farsça, İspanyolca, Rusça, Çince, Japonca, İtalyanca olmak üzere 10 ayrı dilde hazırlık sınıfının bulunduğu 48 okul mevcut.
YKS VE LGS’DE DERECE ÜSTÜNE DERECE
Kapsamlı eğitim alan imam hatipli öğrencileri LGS ve YKS sınavlarında da önemli başarılara imza atıyor.
Son imam hatipliler şu başarılara imza attı:
Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren almaya başladığımız nefesi, başlarda doğamız gereği doğru bir şekilde alıp verirken zaman içerisinde duygu değişimlerimizin de etkisiyle nefes alınan bölgeyi değiştirip yanlış nefes almaya başlıyoruz. Bu bahsettiğimiz şey sadece solunum yoluyla ilgili gibi dursa da yaşam kalitesini oldukça derinden etkiliyor.
Sinir ve stresin dışında çeşitli hastalıklara da zemin hazırlayabilen yanlış nefes alış şeklini düzeltmek ve günlük nefes egzersizleri yapmak gerekiyor. İşte bu haberimizde sizler için detaylıca nefes egzersizlerine yer verdik, öğrenmek için okumaya devam edin!
DOĞRU NEFES ALIP VERME NASIL OLUR?
En doğru nefes alıp verme şekli, solunum esnasında diyaframı kullanmaktan geçer. Diyafram nefesi almaya alışıldığında derin nefes alamama sorunundan kurtularak kendimizi daha rahat hissetmiş olacağız.
Diyafram nefesi alıp verirken karındaki boşluğun genişlediğini hissedilir. Kaburga hem ön ve arkaya hem de yanlara doğru genişler. Bu sayede akciğer, kapasitesinin tamamını kullanır. Vücudumuz için gerekli oksijeni alarak besinlerin kullanılabilir enerjiye daha kolay şekilde dönüştürülmesini sağlarız.
DOĞRU NEFES ALMA TEKNİKLERİ
Büzülmüş dudak egzersizi bilhassa yüksek eforlu egzersizler esnasında size kolaylık sağlayacak bir nefes alıştırmasıdır. Vücudunuzu gevşek hale getirdikten sonra öncelikle yavaş bir şekilde burnunuzdan 2 kere derin nefes almanız gerek. Daha sonra dudaklarınızı büzüp “o” haline getirerek yavaşça nefesinizi vermelisiniz. Başlangıç aşamasında 4-5 tekrar makul.
Yatarak yapılan diyafram nefesi alıştırması için sırt üstü yatarak başınızın altına bir yastık almalısınız. Nefes alışverişinizi daha iyi hissetmek için ellerinizi göğsünüze ve karnınıza yerleştirebilirsiniz. Burnunuzdan yavaş bir şekilde nefes alırken karın boşluğunuzu genişletmek için çaba sarf edin. Nefes verirken mide kaslarınızı çalıştırmaya ve kaburgalarınızın arasındaki boşluğu kapatmaya özen göstermelisiniz.
Nadi Shodhana Pranayama olarak bilinen nefes alma tekniğinde ise burun delikleri sırayla kullanılır. Aç karnına uygulanması gereken bu egzersizde oturur pozisyonda olmanız gerekir. Öncelikle iki parmağınızla sağ ve sol burun deliklerinizi kapamalısınız. Daha sonra sırayla açmalı ve yavaşça burnunuzdan nefes alıp vermelisiniz. Bu alıştırmanın 5 dakikadan fazla uygulanmaması önerilir.
Simhasana nefesini uygulamak için arkanıza yaslanarak ve bacak bacak üzerine atarak oturmalısınız. Burnunuzdan derin nefesler alırken gözlerinizi mümkün olduğunca fazla açmalısınız. Ağzınızı açıp dilinizi çenenize değdirmeye çalışırken boğazınızdaki kasların çalıştığını hissedecek şekilde “ha” demeniz gerekir. Bu esnada göz kaslarınızı çalıştırarak burnunuzun ucuna doğru bakmalısınız. Diğer nefes egzersizleriyle birlikte bu alıştırmayı 3-4 defa uygulayabilirsiniz.
4-7-8 Nefes Egzersizi
Gün içerisinde sık sık kaygı, korku, endişe gibi duygularla baş etmemiz gerekiyor. Böyle anlarda rahatlamak için çeşitli nefes alış veriş teknikleri imdadınıza yetişebilir. Bunlardan biri de 4-7-8 egzersiz tekniği. Bu egzersizi uygularken, içinizden 4’e kadar sayın ve burnunuzdan nefes alın.
Sonra aldığınız nefesinizi tutun, 7’ye kadar sayın ve 8’e kadar sayarken ağzınızdan yavaş yavaş nefesinizi verin. Bunu 7 set halinde yaptığınızda rahatladığınızı ve endişelerinizin azaldığını gözler görülür bir şekilde fark edeceksiniz.
DOĞRU NEFES ALIP VERMENİN FAYDALARI
Bağışıklık sistemi güçlenir ve hastalıklara karşı direncimiz artar. Çünkü vücutta her bölge, ihtiyaç duyduğu kadar oksijeni alabilir.
Kiloyu kontrol etmek daha kolay bir hal alır. Sağlıklı ve ideal kilonuzda kalma ihtimaliniz artar.
Bütünsel iyi olma hali cilt yapısına yansır. Cilt, sağlıkla ışıldar.
Uyku düzeni çok daha kaliteli hale gelir. Uykuya dalmakta zorlanma, ya da uzun süre uyumanıza rağmen kendinizi halsiz hissetme gibi problem azalır. Doğru nefes almayı öğrenmeniz sayesinde verimli ve ideal bir uyku düzenine geçişiniz kolaylaşır.
Yeterli oksijeni alan vücut, genç ve diri kalır. Yaşlanma süreci uzar.
Hafızanız ve odağınız sizi şaşırtacak kadar iyi bir noktaya gelir. Çünkü doğru nefes alıp verme alışkanlığınız sayesinde anda kalabilir ve stres seviyenizi azaltarak, o an odaklanmanız gereken konulara rahatlıkla odaklanabilirsiniz.
Doğru nefes almayı alışkanlık haline getirdiğinizde yaratıcılığınızda artış meydana geldiğini de gözlemleyebilirsiniz. Uzun süre düşünüp istediğiniz kadar iyi fikir bulamadığınız konularda bir anda harika fikirler üretmeye başlayabilirsiniz.
Stres, anksiyete, depresyon gibi durumları çok daha iyi yönetebilirsiniz. Doğru nefes alma yolunda ilerlerken stresinizin azaldığını, depresyon halinden uzaklaştığınızı hissedebilirsiniz. Çünkü beden ve ruh sağlığı birbiri ile bağlantılıdır. Bedeninizde iyi şeyler meydana gelirken ruhunuz da bu ilerlemeye tepkisiz kalmayacaktır.
İçeriğinde zengin vitamin, asit, şeker, polisakkaritler, polifenoller ve mineraller sayesinde oldukça faydalı bir meyve olan nar bunlarla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda çinko, magnezyum, fosfor ve demir deposu olan nar, soğuk havalarda nezle ve grip gibi hastalıkların hızlı bir şekilde atlatılmasına yardımcı oluyor. Peki, narın bilinmeyen faydaları nelerdir?
Bağışıklığı Güçlendirir ve Kansere Karşı Korur!
Sadece bir bardak nar suyu, günlük C vitamini ihtiyacının yarısını karşılar ve içerdiği polifenoller sayesinde ateş düşürücü ve ağrı kesici etkilere sahiptir. Yapılan araştırmalar, narın antiinflamatuvar özellikleri sayesinde iltihapları önleyebileceğini göstermektedir. Ayrıca, narın içerdiği A, C ve E vitaminleri antitümör ve antiviral özelliklere sahiptir, bu da kanser türlerine karşı koruyucu etki sağlar.
Kalp ve Damar Sağlığını Destekler!
Nar, kalp hastalıklarının en yaygın nedenlerinden biri olan kolesterol birikimini engellemeye yardımcı olur. Kötü kolesterolü azaltırken iyi kolesterolü yükseltir, bu da kalp krizi ve felç riskini azaltır. Ayrıca kan damarlarını koruyarak kan dolaşımını iyileştirir ve damar sertliğini önler.
Diyabete Karşı Etkili!
Diyabet hastaları için nar suyu tüketmek, kan şekerini kontrol altına alabilir. Yapılan çalışmalar, narın kolesterol, serum glukoz ve serum lipid peroksit oranlarını düşürebileceğini göstermektedir. Narın içeriğindeki bileşenler, vücutta insülin üretimini artırarak kan şekerini düzenleyebilir.
Bağırsak Sağlığını Destekler ve Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur!
Nar, palmitik asit sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir ve bağırsak sağlığını destekler. Antiviral ve antibakteriyel özellikleri ile zararlı mikroorganizmaları engeller ve sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına katkı sağlar. Ayrıca yüksek lif içeriği sayesinde uzun süre tok hissetmenize yardımcı olur ve kilo verme sürecinizi destekler.
Hafızayı ve Cilt Sağlığını Geliştirir!
Düzenli nar tüketimi, dikkat dağınıklığını azaltır, odaklanmayı artırır ve hafızayı güçlendirir. Cilt sağlığını da destekler; linoleik asit, cilt bariyerini güçlendirirken punik asit cildin nemlenmesine yardımcı olur. Nar, yeşil çaydan 3 kat daha fazla antioksidan içerir ve cilt gençliğini korur. Ayrıca diş eti enfeksiyonlarına karşı etkili ve ağız florasına faydalıdır.
Doğal Nar Ekşisi ile Tümör Oluşumu Engellenir!
Nar suyunun koyulaştırılmasıyla elde edilen nar ekşisi, tümör oluşumunu engelleyici özelliklere sahiptir. Ayrıca, kan şekerini dengelemeye yardımcı olan antibakteriyel özelliklere sahiptir.
NOT: Olası bir yan etkiye karşı, diyabet hastaları, hamileler ve gıda alerjisi olan kişilerin uzman hekimlerine danışmaları önerilir.
Gazi şehrin güneşten, topraktan ve tarihten gelen yerel lezzetlerini tüm dünyaya tanıtmak için bu yıl 5’incisi düzenlenen GastroANTEP Kültür Yolu Festivali’ne farklı şehirlerden ve yurt dışından binlerce ziyaretçi katılım sağladı.
9 GÜN BOYUNCA SEVİLEN SANATÇILARIN KONSERLERİ KENTİ COŞTURDU!
9 gün boyunca akşam saatlerinde müzikseverlerin karşısına çıkan; Fatma Turgut, Oğuzhan Koç, Derya Uluğ, Uğur Aslan, Sinan Akçıl, Ebru Yaşar, Alişan, Murat Dalkılıç ve Merve Özbey sevilen şarkılarıyla alanı dolduran dinleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.
Festival Park Ana Sahnesi dışında da şehrin farklı noktalarında müzikseverleri ünlü sanatçılarla bir araya getiren organizasyonda, Şahinbey Parkı Amfi Tiyatro, Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi ve Kalbi Antep Meydanı Sahneleri’nde; Aşk Masalı, İkilem, Züleyha ile Sınırsız Eğlence ve Elif Buse Doğan gibi sevilen sanatçılar ve müzik grupları sahne aldı.
Bu yıl festival alanında daha fazla ziyaretçi ağırlamak için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Festivaller Parkı’nı kısa bir süre içerisinde hazırlayarak, hizmete sundu. Bu alanda vatandaşlar, kentin simgesi haline gelen kebap ve baklava gibi eşsiz tatları deneyimledi.
MİCHELİN YILDIZLI VE YABANCI ŞEFLER, ZİYARETÇİLERİ LEZZET YOLCULUĞUNA ÇIKARDI
Festivalde Belçika’dan Marc Pauquet, İspanya’dan Juanjo Lopez, Martina Puigvert Puigdevall Portekiz’den Joao Oliveira, Joana Artieda, İtalya’dan Franco Sultano, Floriano Pellegrino, Fabrizio Fiorani, Claudio Chinali, Fransa’dan Alan Geaam, Fabrizio Fiorani, Ürdün’den Ali Alghizzawi ve Lübnan’dan Joe Barza workshoplar ile Gaziantep ürünleri yeniden yorumlayarak kreatif yemek showları gerçekleştirdi.
GASTROANTEP SANATSAL PROGRAMLARIYLA ÖNE ÇIKTI!
Kültür Yolu etkinlikleri kapsamında bu yıl GastroANTEP konserlere, sergilere, tiyatro, film, opera ve bale gösterimlerine ev sahipliği yaptı. Festivalde geleneksel el sanatları, foto maraton, dijital çalışmalar, gezici müze ve kütüphane etkinliklerine de yer verildi.
Refik Anadol tarafından yapay zeka ile hazırlanan Rönesans Rüyaları Dijital Sergisi ziyaretçilerine festival boyunca kapılarını açtı. Benzersiz ve sürükleyici bir deneyim imkanı sunan Rönesans Rüyaları Sergisi, dünya ve sanat tarihi üzerinde önemli bir yeri olan Rönesans Dönemi’nin eserleriyle ziyaretçilerin modern imkanlarla bağlantı kurmanın farklı, yeni ve şiirsel bir yolunu sundu.
BAKAN ERSOY VE BAŞKAN ŞAHİN, ŞEF ARDA TÜRKMEN İLE GASTRONOMİNİN GELECEĞİNİ KONUŞTU
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GastroANTEP Kültür Yolu Festivali kapsamında Şef Arda Türkmen ile “Gastronominin Geleceği ve Yeni Trendlerin Belirlenmesi” konulu söyleşiye katıldı.
Gaziantep Valisi Kemal Çeber, AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül ve il protokolünün de izleyici olarak yer aldığı Festival Park Lezzet Sokağı’nda yapılan Sözen Grup CEO’SU Gökmen Sözen’in moderatörlüğündeki söyleşide gastronomi dünyası, Gaziantep Mutfağı, gastronominin geleceği, sürdürülebilirlik ve tanıtım gibi konulara değinildi.
BAŞKAN ŞAHİN MODERATÖRLÜĞÜ’NDE KADININ GÜCÜ KONUŞULDU
Festival kapsamında Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in moderatörlüğünde Kültür, Sanat ve Gastronomi’de Kadın’ın Gücü Paneli düzenlendi.
Pek Food Kurucu Ortağı Dila Konukoğlu, Empati Sosyal Sorumluluk & Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Topçuoğlu ve TOBB Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayşen Ahi’nin konuşmacı olarak katıldığı panelde kadın bakış açısı, kadının duygusal zekası, üretimde kadının yeri ve gastronomideki değeri üzerinde duruldu.
Zeugma Mozaik Müzesi’ndeki açılış programıyla başlayan GastroANTEP Kültür Yolu Festivali, 9 günlük süre zarfında Türkiye’nin ilgi odağında oldu. Özellikle yöresel ürünleriyle yerli ve yabancı turistin uğrak mekanlarından biri olan Gaziantep, gastronomi dalında ne kadar iddialı olduğunu festivalde sunduğu eşsiz tatlarla bir kez daha gösterdi. Yoğun katılımın olduğu festivalde gerek yurt içinden gerekse de yurt dışından birçok kişi katıldı.
Uzay Kaşifleri Derneği’nce (Association of Space Explorers- ASE) düzenlenen ‘Planetary Congress’ (Gezegen Kongresi) Bursa Uludağ’da, Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nin (GUHEM) ev sahipliğinde başladı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO), Türkiye’nin uzay ve havacılık temalı ilk interaktif eğitim merkezi GUHEM ile iş dünyası için referans eğitim merkezi olarak kente kazandırdığı Bursa Business School’un ev sahipliğinde, 19 ülkeden 70 astronot ve kozmonot Bursa’da buluştu.
Uzay Kaşifleri Derneği’nce 34’üncü kez düzenlenen ve ana teması Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘İstikbal Göklerdedir’ sözünden yola çıkılarak belirlenen kongrede konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, insanlığın uzaya olan ilgisinin insanlık tarihi kadar eskiye dayandığını söyledi. Ulaştırmadan haberleşmeye, sağlıktan iklim değişikliğine kadar birçok alanda kritik çözümlerin kaynağı olan uzaydan, daha fazla faydalanılması gerektiğinin altını çizen Bakan Kacır, dünya ülkelerinin etkin ve adil şekilde elini taşın altına koymasıyla bunun mümkün olabileceğini belirtti.
Bakan Kacır, ”Hiç kimseyi geride bırakmadan, herkesin hem uzay teknolojilerinden yararlanmasını sağlamak, hem de teknoloji geliştirme kabiliyetlerine erişimini demokratikleştirmek zorundayız. Dünyanın teknolojik tekellere değil, iş birliklerine ihtiyacı var. İnsanlığın, kutuplaşmaya değil, birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Bugün biz Türkiye olarak; milli altyapılarımız, yeteneklerimiz ve yetişmiş insan kaynağımız ile uzayın barışçıl ve adil kullanımına katkı sunmaya hazırız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla uzay alanındaki yetkinliklerimizi çok daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu.
”2030’A KADAR 10 HEDEFİMİZ VAR”
Türkiye’nin uzaydaki çalışmalarını koordine etmek üzere 2018 yılında Türkiye Uzay Ajansı’nı kurduklarını, Türkiye’nin uzay alanındaki somut hedeflerini ortaya koyan Milli Uzay Programı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2021’de tüm dünya ile paylaşıldığına işaret eden Kacır, şöyle konuştu:
”Bununla birlikte, 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığımız 10 hedefimiz var. Türk Astronot ve Bilim Misyonu kapsamında, ülkemizin insanlı ilk uzay görevini tasarladık. Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidecek ilk Türk uzay yolcumuz, tıptan malzeme bilimine kadar 13 farklı bilimsel deneyi icra edecek. Halen eğitimleri devam eden ilk Türk uzay yolcularımız bu programda bizlerle birlikteler. Milli Uzay Programı’nın tüm hedeflerine ancak ve ancak ülkemizde güçlü teknolojik ve fiziki altyapı oluşturarak, gençlerimize doğru fırsatları sunarak ve onların yetkinliklerini geliştirerek ulaşacağımızı biliyoruz. Dünyanın en büyük havacılık ve uzay festivali TEKNOFEST ile gençlerimiz insansız hava araçlarından roketlere, model uydulardan jet motorlara kadar farklı alanlarda teknolojiler tasarlayıp geliştirme imkanına kavuşuyor.”
”ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİNİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Bakan Mehmet Fatih Kacır, bilim ve teknolojiyi toplumla buluşturmak amacıyla bilim merkezlerini hayata geçirdiklerini belirterek, şunları söyledi:
”Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi GUHEM bu alanda en iyi örnek. GUHEM, Türkiye’nin ‘uzay ve havacılık’ temalı ilk bilim merkezi. GUHEM, Türkiye’yi uzay ve havacılık konusunda daha da ileriye taşıyacak. Geleceğin astronotlarının, bilim insanlarının, pilotlarının ve mühendislerinin yetiştirilmesine katkı sağlayacak. Tüm bu çalışmalarımızla birlikte, Milli Uzay Programımızın başarıya ulaşması için uluslararası iş birliklerinin kritik rol oynadığının farkındayız. Bu bilinçle, uzay bilimleri ve teknolojileri alanında iş birliklerini hayata geçiriyoruz. Uzayın tüm dünya için etkin ve faydalı kullanımı adına, barış ve iş birliği namına, Türkiye olarak, ‘Uzayda biz de varız’ diyoruz. ‘Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken artık uzay teknolojilerine daha fazla yatırım yapıyor, uzayın tüm insanlığa fayda sağlayacak şekilde kullanılması için daha fazla iş birliği gerçekleştiriyoruz. ‘İstikbal Göklerdedir’ temasıyla bu etkinliğin düzenlenmesini sağlayan başta Uzay Kaşifleri Derneği ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
”TÜRKSAT 6A’NIN DA ÜRETİM SÜREÇLERİNİ TAMAMLADIK”
Ay Araştırma Programı’na değinen Kacır, söz konusu programı iki aşamalı olarak planladıklarını aktardı. İlk aşamada yerli ve milli imkanlarla geliştirilen uzay aracının Ay’ın yörüngesine ulaşarak bilimsel veriler toplayacağını ve Ay’a erişeceğini dile getiren Bakan Kacır, “İkinci aşamada Ay yüzeyine iniş yaparak bilimsel deneyler gerçekleştirilecek. Başta bu iki hedef olmak üzere, Milli Uzay Programı’nın tüm hedeflerine ancak ve ancak ülkemizde güçlü teknolojik ve fiziki altyapıyı oluşturarak ve gençlerimize fırsatlar sunarak onların yetkinliklerini geliştirerek ulaşacağımızı biliyoruz. Türkiye olarak halihazırda kendi uydularımızı üretme, geliştirme ve test etme kabiliyetine sahip bir ülkeyiz. Yerli ve milli imkanlarla geliştirip ürettiğimiz, yüksek çözünürlüklü yer gözlem uyduğumuz İmece, geçtiğimiz nisan ayında uzaya fırlatıldı. Yörüngesine yerleşen İmece uydumuz ilk sinyal ve görüntüleri başarıyla yer istasyonuna iletti. Yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A’nın da üretim süreçlerini tamamladık, test çalışmalarına devam ediyoruz. Önümüzdeki yıl Türksat 6A devreye alındığında Türkiye kendi haberleşme uydularını üretebilen 10 ülkeden biri olacak. Ülkemizin uzay alanında teknoloji geliştirme kabiliyetini arttırırken, uzay girişimlerine ev sahipliği yapacak, uzay teknoloji geliştirme bölgesini önümüzdeki dönemde Ankara’da kuracağız. Uzay alanındaki bilimsel çalışmalarımıza ivme kazandıracak, optik tasarımından kontrol yazılımına kadar yerli imkanlarla geliştirdiğimiz ve Avrupa’nın en büyük teleskoplarından birine sahip Doğu Anadolu Gözlemevi’ni de tamamlayarak kısa süre içinde açılışını gerçekleştireceğiz” dedi.
”ARTIK DAVOS’A GİTMEYE GEREK YOK”
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank ise böylesine önemli bir kongrenin Bursa’da gerçekleşmesinde emeği olan GUHEM’e ve tüm paydaşlara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Varank, “Şu anda Uludağ’dayız. Uzaya oldukça yakınız Uludağ’da olduğumuz için. Onun için misafirlerimizi Bursa’da, Uludağ’da misafir etmek istedik. Böyle güzel bir etkinlikle hem Bursa’mızı tanıtacağız, hem Uludağ’ımızı tanıtacağız, hem de Bursa’ya yaptığımız yatırımların uzay alanında nasıl getirileri var, bunu da hem Türkiye’ye hem dünyaya göstermiş olacağız. Bu manada gerçekten Uludağ’ın seçilmesi de oldukça anlamlı. Uludağ bundan sonra daha fazla gündeme gelecek. Burada yaptığımız bu güzel yatırım, bu otel vesilesiyle 4 mevsim, tüm dünyadan misafirlerimizi burada ağırlayacağız. Artık Davos’a gitmeye gerek yok. Biz tüm dünyayı Bursa’da, Uludağ’da ağırlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
”TÜRKİYE’NİN AYAKLARI YERE BASAN HEDEFLERİ VAR”
Uzay ekonomisinin küresel büyüklüğünün 546 milyar dolara ulaştığını vurgulayan Varank, bu ekonominin yaklaşık yüzde 80’inin de ticari faaliyetlerden kaynaklı olduğunu söyledi. Özel sektörün uzay faaliyetlerine katılma konusunda bu kadar ilgili olduğu bir dönemin, daha önce yaşanmadığına dikkat çeken Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni girişimler ve genç girişimciler dünyanın ve uzayın seyrini değiştiriyor. Sadece 50 yıl önce ‘Ay’a ilk iniş’ gibi zaferler kutlanırken, bugün alçak yörüngeli ticari uzay uçuşlarına bilet satılıyor. Özel sektörün öncülüğünde imalat sanayindeki ve malzeme bilimindeki gelişmeler, uydu ve fırlatma teknolojilerine yapılan yatırımlar, yeniden kullanılabilir roketler uzaya erişimin önündeki engelleri önemli büyük ölçüde azaltmayı sürdürüyor. 10 yıl önce çalışır durumda sadece 1000 kadar uydu varken, bugün bu rakam 8 bine ulaştı. Sadece bu sayı bile uzayın etkinliğinin öneminin ve uzay ekonomisinin geldiği durumunu göstermesi bakımından önemli. Uzay yarışında öne çıkan ülkelere baktığımızda, ekonomik anlamda da dünyanın güçlü ülkeleri olduğunu görüyoruz. Çünkü uzay çalışmaları Ar- Ge’nin, inovasyonun ve teknolojinin de itici gücü konumunda. İşte biz de bu doğrultuda Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uzay çalışmalarına hız kazandırdık. Türkiye’nin ayakları yere basan hedefleri var. Türkiye’nin yüzyılını inşa ederken artık daha büyük bir coşkuyla uzayda ‘Biz de varız’ diyebiliyoruz. Uzay Kaşifleri Derneğine üye olabilmek için uzaya çıkmış olmak gerektiğini biliyorum. Henüz uzaya çıkmış bir Türk vatandaşı yok ama yakında olacak. İşte, Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevini gerçekleştirmeye aday arkadaşlarımız Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever de bugün aramızdalar. Bayrağımızı uzayda gururla taşıyacak arkadaşımızı Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında uluslararası uzay istasyonuna yolcu edeceğiz ve tarihimizde önemli bir ilke daha imza atacağız. İnşallah, Türkiye’nin tecrübe ettiği diğer birçok ilk gibi bu tarihi adımın onurunu milletimize yaşatmak da yine Sayın Cumhurbaşkanımıza nasip olacak. İnanıyorum ki Alper ve Tuva bilgi ve tecrübeleriyle gelecek nesillere rol modellik yapacaklar.”
Türkiye’de ilk kez düzenlenen organizasyona ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, teknolojiye dayalı uluslararası rekabetin uzaya taşındığını söyledi. Gelişmiş pek çok ülkenin stratejik önemde gördüğü uzay alanına yatırımlarını hız kesmeden sürdürdüğü bir dönemde, ‘Milli Teknoloji Güçlü Sanayi’ atılımıyla Türkiye’nin kendi hedefleri, imkan ve kabiliyetleri doğrultusunda dönüşümünü büyük bir heyecanla gerçekleştirdiğini belirten Başkan Burkay, gökyüzünün sırlarını çözmenin insanların asırlardır süren hayali olduğunu ifade ederek, ”Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizlere ‘İstikbal Göklerdedir’ hedefini göstermiştir. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemizi uzay ligine taşıma kararlılığı ise teknolojik altyapısı ve dönüşüm potansiyeli ile lider kent Bursa’mıza uzay ve havacılık yolculuğunda yeni bir misyon yüklemiştir. Bizler de kentimiz için uzay ve havacılık alanlarında koyduğumuz hedefleri 2013 yılında ilan ederek Bursa’da yeni bir vizyon inşa ettik. Kümelenme ve sektörel dönüşümün hızlandırılması çalışmaları kapsamında hayata geçirdiğimiz uzay, havacılık ve savunma kümelenmemizde yer alan 120’den fazla firmamız bugün ulusal ve uluslararası alanda prestijli firmalarla işbirliği içerisinde çalışmalar yürütüyor” diye konuştu.
”GUHEM’İ TÜRKİYE’YE KAZANDIRDIK”
Türkiye’nin gökmeni neden Bursa’dan çıkmasın?’ diyerek Avrupa’nın en büyük uzay, havacılık ve eğitim merkezi GUHEM’i Türkiye’ye kazandırdıklarını hatırlatan Burkay, ”Bu hamleler 10 yıl önce bir hayal olarak görüldü. Ancak tarih bize hayal kurmadan başarıya ulaşılamayacağını öğretti. Gerek GUHEM, gerekse uzay, havacılık ve savunma alanında hayata geçirmiş olduğumuz projeler neticesinde artık stratejik alanlarda da adından söz ettiren bir Bursa var. Yaptıkları çalışmalarla önemli başarılara imza atmış astronotlar, kozmonotlar; alanında uzman bilim insanları ve ülkemizin ilk uzay yolcuları ile bir arada gerçekleştirdiğimiz bu önemli etkinlik yıllar önce ortaya koyduğumuz vizyonun ne kadar doğru ve önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleri, TÜBİTAK ve Büyükşehir Belediyemiz iş birliğinde hayata geçirdiğimiz GUHEM, ülkemizin Milli Uzay Programı’nda da yer alan tarihi nitelikte bir projedir. BTSO olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da uzay ve havacılık alanındaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
ASE BAŞKANI EWALD: GELECEĞİMİZ GÖKYÜZÜNDE
ASE Başkanı Reinhold Ewald ise konuşmasında BTSO’ya ve GUHEM’e organizasyondan dolayı teşekkür etti. Tarihi bir günde tarihi bir mekanda güzel bir kongre gerçekleştirildiğini ifade eden Ewald, ”Bursa’da olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Organizasyonumuzda uzay biliminde önemli astronotlarımızı ağırlıyoruz. Uzay aleminde artık Türkiye’nin de olduğunu görmek memnuniyet verici. Türkiye’nin astronot adayları da eğitimlerine devam ediyor. Türkiye gibi seçkin bir ülkeyi ve topluluğa aramıza hoş geldiniz diliyorum. Bu yılın teması da ‘İstikbal Göklerdedir.’ Artık gökyüzü geleceği gösteriyor. Geleceğimiz gökyüzünde. Gelin birlikte geleceği inşa etmeye başlayalım” dedi.
ASE Başkanı, Bakan Kacır’a, Rus Kozmonot Oleg Artemyev tarafından uzaya çıkarılan Türk Bayrağı’nın yer aldığı tabloyu hediye etti.